Basından: “Demokrasi getirdiler”
Akşam haberlerinde görkemli bir gösteriymiş gibi izlediğimiz füze görüntülerini hatırlıyor musunuz? Yıl 2003. Komşu ülke Irak bombalanıyor, füzeler Bağdat’ı vuruyor; ABD ve İngiltere birlikleri ülkeye girmeye başlıyor. Ekranlarda George Bush’un tanıdık gülüşü eksik olmazken, özgürlük ve demokrasi kavramları yeniden tanımlanıyor. Bomba yüklü araçlar, geçici konseyler, düşen helikopterler, milisler, işkenceler, kimyasal silahlar, işgal güçleri, intihar saldırıları oldukça tanıdık söylemler haline geliveriyor. Bir zamanların kültür merkezi olan yıkık dökük başkent Bağdat, Dicle Nehri kıyısında uzanan Musul ve Tikrit, , Şii Müslümanların kutsal şehri Kerbela, Fırat Nehri kıyısında uzanan bir başka kutsal şehir Necef dünyada tekrar gündeme geliyor. Bu yerleşim yerlerinden adını en sık duyduklarımızdan bir diğeri ise Bağdat’ın batısında bir kasaba olan Felluce. Irak’a Özgürlük operasyonu’nda en sert çatışmaların yaşandığı, kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen ve şimdilerde Irak’ın Hiroşiması olarak anılan Felluce.
Özgün adı Sunrise Over Fallujah (Felluce’de Gün Doğumu) olan yeni ON8 kitabı 1. Manga tüm bunları anımsatıyor kaçınılmaz olarak bana. Kitabın kapağından boyalarla kaplı yüzü ve hafif kanlı gözleriyle bakmakta olan asker pek “öldürmek için doğmuş” biri gibi durmuyor, çok masumane bir bakışı olduğu da söylenemez ama. Yazar, yine bir ON8 kitabı olan Canavar’dan tanıdığımız Walter Dean Myers, Türkçesi ise Ali Ünal’dan. Evlatlık alınıp New York’un Harlem semtinde büyütülen Walter Dean Myers aynı zamanda bir şair ve özellikle gençlik kitapları alanında tanınıyor ve de 2012’de Amerika’nın Gençlik Edebiyatı Elçisi seçilmiş. 1. Manga bağlamında daha da ilgi çekici olan şey ise, yazarın henüz 17 yaşındayken eğitimini yarıda bırakıp orduya katılmış olması.3 yıl boyunca orduya hizmet edip sonrasında çeşitli işlerde çalışmış Walter Dean Myers. Sonrasında ise kendisi için hep bir tutku olan yazma işine girmiş ve başarılı işlere imza atmış.
1. Manga, roman başkişisi Robin’in Irak sınırındayken amcası Richie’ye yazdığı mektupla başlıyor. Satırlarda Robin’in tedirginliğini ve askere katılma kararına az da olsa duyduğu kuşkuyu hissediyoruz ve de Vietnam’da savaşmış amcasına duyduğu hayranlığı. Dahası, Walter Dean Myers’ın seçimine benzer bir şekilde verdiği üniversiteye gitmektense “bir şeyler yapmak, ülkeyi savunmak” isteği ve orduya katılma kararı, anlıyoruz ki babası tarafından iyi karşılanmamış. Fakat Robin tıpkı amcası gibi kendi yolunda gitmek ve hayatının anlamını bu yolla bulmak peşinde belli ki ve babasının bir gün onu anlayacağını düşünüyor; satır arlarından çıkardıklarımız şimdilik bunlar. Esasında bu ilk mektup, başkahramanımızın henüz çok şekillenmemiş düşüncelerini ve yaşayacağı olası dönüşümü muştuluyor gibi duruyor ve merak uyandırıyor.
İntibak dönemi ile başlıyor “macera” ve okur kitabın sakin tonuna kapılarak hem Robin’i hem de 1. Manga’nın öteki insanlarını yakından tanımaya başlıyor. Birlikte öncelikle fiziksel zorluklara, kum fırtınalarına; sonra savaş fikrine, bomba seslerine ve gergin bekleyişlere alışıyor Robin ve arkadaşları, zaman geçtikçe de birbirlerine. Bu noktada okur da romanın ait olduğu türe oldukça uygun olan biçeme, yazarın özenle geliştirdiği olay örgüsüne alışıyor.
Sonrasında, aslında çok ihtimal vermedikleri savaş başladığında tetikte olma süreci başlıyor 1. Manga için. “Garip ve güçlü” kadınlar, kum fırtınaları, verilen ilk zayiat ve Robin’in yaşlı gözlerle tanık olduğu ilk ölü/m geliyor devamında ve tempo gittikçe yükseliyor.
Eda Ata, Radikal Kitap, 12 Ekim 2012