Dağın Haberi Olsun #31
Yazarlık (d)evriliyor mu?
Yine uzaklardan, tahminen çoğumuzun dinleyemeyeceği bir konferansın haberini aldık. Altın Bilezik’lik bir konuydu bizim için; isterdik, oradan daha doğrudan bilgiler alalım, özellikle de yazar ya da yayıncı olmayı planlayanlar için. Sonra dedik, şimdilik “dağın haberi olsun” yeter.
O’Reilly TOC (O’Reilly Tools of Change for Publishing Conference) yani O’Reilly Yayıncılıkta Değişim Araçları Konferansı, New York’ta (ABD) düzenlenen oldukça büyük ve kapsamlı bir buluşmalar serisinin adı. 2007’den beri farklı konferanslar ve etkinlikler düzenleyen TOC, yayıncılıkta hızla değişen yeni teknolojiler ve iş modelleri konusunda bireylere ve kurumlara yönelik hem ulusal hem de uluslararası çalışmalar yürütüyor. Tam ya da yarım günlük konferanslarda ve doksan dakikalık atölyelerde yayıncılığın geçirdiği dönüşümü tanımlamaya; gelecekte atılacak adımları kısa, orta, uzun vadede öngörebilmeye; deneyim paylaşımlarına ortam sağlamaya; uzmanları buluşturmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor.
Konferanslarını New York sınırlarının dışına, Vancouver (Kanada) ve Frankfurt’a (Almanya) da taşıyan TOC, 12 Şubat 2013’te bambaşka bir buluşmaya imza atıyor: Author (R)evolution Day, yani Yazar (D)evrimi Günü.
TOC’un, ABD’nin sektörel anlamda en prestijli yayıncılık dergilerinden olan Publisher’s Weekly ortaklığıyla organize ettiği bu tam günlük konferansta amaç, başta yazarlar olmak üzere diğer içerik sağlayıcılarının, yazar ajanlarının ve bağımsız yayınevlerinin bir araya gelmesini sağlamak. Temel mesele, dijital çağda yazar olmak ve bunu bir “meslek” olarak sürdürebilmek.
Masaya yatırılan konular arasında sosyal medya ve yeni teknolojiler ışığında yazarlık ve yayıncılık mesleğinin geçirdiği değişimler ve yeni fırsatlar, telif haklarına ilişkin olarak gözden kaçırılmaması gerekenler ve hangi bilgi kaynaklarının takip edilebileceği, bir yazarın kendi kitabını yayınlaması noktasında sektörün geldiği son durum, kendini bir yazar olarak duyurabilmenin farklı yöntemleri, değişen tüm bu yayıncılık ortamı içinde yazarların yaratıcılıklarını ne yönde geliştirebilecekleri, kendilerine nasıl bir kitle yaratabilecekleri ve onlarla ilişkilerini sabit tutacak bir içerik üretimini nasıl planlayacakları, eserlerinin dağıtımı için kimlerle, hangi (dijital) kanallarla, ne şekilde çalışabilecekleri; kitap dosyalarını yayınlatabilecekleri yeni ortamları nasıl izleyip seçebilecekleri, bir yayıneviyle çalışma ya da çalışmama kararını neye göre verebilecekleri yer alıyor.
Özellikle yazar olmayı planlayanlar, tüm bu sorular sizin için yeni mi? Yayıncılık denen sektörün, bir yazar için üzerinde bu kadar kafa yorulacak bir hale geldiğinden haberdar mıydınız?
Yazar olsanız, nasıl bir çalışma biçimi hayal edersiniz: Kendi kitabınızı yayımlamayı mı, bir yayıneviyle çalışmayı mı? Kitabınızı bir web ortamında yayınlatmayı mı, metninizi masa başında bir editörle tartışmayı mı? Dijitale ve e-kitaba öncelik vermeyi mi, eserinizi kâğıt üstünde görmeyi mi? Dağıtım, tanıtım, satış gibi konularda yayınevi desteğine güvenmeyi mi, hepsini bir bütün olarak planlayıp, hem yazan hem de yayan olmayı mı?
Yoksa, duruma ya da esere göre, hepsinden biraz mı?