Tek bir tuğla kalmayana dek…
Tarih, 3 Ağustos 2013. Yer, İTÜ Arena. Karşımızda kırık dökük, devasa bir duvar. Stadyum hınca hınç dolu ve daha da dolmaya devam ediyor. Çığlıklar, alkışlar, sloganlar inletiyor atmosferi; “Bu daha başlangıç! Mücadeleye devam!” 7’den 70’e herkes orada ve herkesin yüzünde aynı heyecan…
Saatler 21:00 sularını gösterirken, sabırsız bekleyiş nihayet sona eriyor. Havai fişekler patlıyor, spot ışıkları sahneyi gösteriyor. Ve işte, şarkılarıyla büyüdüğümüz, hayatımıza, anılarımıza eşlik etmiş efsane grup Pink Floyd’un mimarı, beyni, müzik idolü Roger Waters sahnede.
Asla tam olarak anlatılamayacak, çünkü kelimelere sığamayacak kadar taşkın hissettiren anlar vardır; Roger Waters’ın sahneye fırladığı an stada hâkim olan coşku da aynen öyle.
Konser “In the Flesh?” ile açılış yaparken, gökyüzünde bir uçak beliriyor, seyircilerin üzerinden sahneye doğru uçarak duvarı yıkıp geçiyor. Konser süresince örülüp, tamamlanan duvarın üzerinde her şarkının ruhuna uygun videolar, animasyonlar beliriyor. Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden Ethem, Ali, Abdullah, Mehmet ve Mustafa da yansıyor duvara. En çok alkışı elbette onlar alıyor.
“Merhaba İstanbul! Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Bu konser adalet için…” diyerek selamlıyor seyirciyi Waters. “Devlet teröründe ölenler” ifadesine kalabalık, “Her yer Taksim, her yer direniş!” sloganıyla karşılık veriyor ve “Mother” hep bir ağızdan söyleniyor.
120 metrelik duvarın önünde, dünyanın gelmiş geçmiş en zengin projeksiyon şovuna, ürkütücü bakışlarını seyirciye dikmiş dev kuklalar, helikopter sesleri ve kalabalığın üzerinde gezinen projektör ışıkları eşlik ediyor.
Waters, “Another Brick in The Wall”u İTÜ Çocuk Korosu ile birlikte söylüyor. Uçarak seyircinin üzerine konan dev bir domuz, kalabalık tarafından adeta kısa sürede sindirilerek yok ediliyor.
“Comfortably Numb”, “Hey You”, “Is There Anybody Out There” gibi kült olmuş parçaların da çalındığı 27 parçalık dev konser, “Goodbye Cruel World” ve duvarın yıkılmasıyla birlikte sona ererken, sona ermeyen şeyler de var…
Roger Waters’ın üzerimizde bıraktığı etki ve duvarda bir tuğla olmamaya karşı olan kararlılığımız gibi…