BASINDAN: JJ Kim?
bugunbugece.com adlı internet sitesinde Armağan Tunaboylu’nun JJ Kim? hakkında yazdığı yazıyı sizlerle paylaşalım istedik.
***
JJ, Jennifer Jones adlı 10 yaşında bir kız çocuğu. Jennifer’ın annesi çok güzel bir kadın, modellik yapıyor. Babasını tanımıyoruz kitapta. Bize anlatılmıyor. Zaten JJ de bunu hiç sorun etmiyor. Onun tek derdi annesiyle birlikte yaşayabilmek. Ama genç ve güzel bir kadın için yanında ona yük ve ayakbağı olan bir çocukla yaşamak çok zor. Bir ara anneannesi bakıyor JJ’e. Pek hoşlanmıyor bundan her ikisi de. Yeniden bir araya geliyorlar. Kadın kızını yanına alıp İngiltere’nin küçük bir kasabasına yerleşip modellik yapmaya başlıyor. Daha doğrusu 10 yaşındaki JJ’ye böyle söylüyor, o da inanıyor.
Kitap aslında Alice Tully’nin öyküsüyle başlıyor. Alice genç bir kız, birkaç arkadaşı ve Frankie adında bir sevgilisi var. Bir kafede çalışıyor. Ama gazeteler birden bire bir işaret verilmişçesine JJ hakkında yazılar, haberler makalelerle dolmaya başlıyor. 6 yıldır hapiste olan JJ salıverilmiştir ve nerede olduğu muammadır. Alice yakından ilgilenir olup bitenle ve günün birinde çalıştığı kafeye ilginç bir adam gelir. Bu adam bir detektiftir ve JJ’yi aramaktadır.
Alice’in bir anda huzuru kaçar. Çünkü JJ O’dur.
Burada An… Ana… Nan diye müzik girmesi gerekmektedir.
Kafanız karıştıysa şöyle toparlamaya çalışayım; JJ, on yaşlarındayken yaşıtı bir arkadaşını öldürmüştür ve 6 seneliğine hapse girmiştir. Hapisten 6 ay kadar erken tahliye edilmiştir. Çünkü basının gözünden kaçsın, bir iş bulsun, bir baltaya sap olsun ve ortalıktan kaybolsun diye. Şimdi çalıştığı kasabaya gelmiş, Alice adını almıştır. Önümüzdeki aylarda da üniversiteye başlayacaktır. İnsanın aklına kasaba denince herkesin birbirini tanıdığı, hala tarımcılıkla geçinilen Anadolu kasabaları geliyor ki İngiliz kasabaları hiç de öyle yerler değil, tamamen şehirlerin küçük bir kopyası. (Filmlerden, kitaplardan anladığım kadarıyla) Ayrıca İngiltere’de her isteyen üniversiteye de girebiliyor galiba. Çünkü hapisten yeni çıkmış bir kız üniversiteye girebiliyor. Üniversiteyi tahliye memurluğunu yapan dostları mı ayarladı, romanda buna ilişkin bir bilgi yok. Zira ne hazırlık çalışmaları, ne dershane, ne şifreler hiç birinin sözü edilmiyor.
Neyse lafı daha fazla uzatmayacağım, Alice bir şekilde kimsenin gözüne batmadan hayatını devam ettirirken, alt katında yaşayan komşusunun onu izleyen bir gazeteci olduğu ortaya çıkıyor. Yeni adıyla Alice, eski JJ yeniden kaçmaya başlamak zorunda kalacaktır.
Ama kitabın yazarı Anne Cassidy burada uzun bir es verir ve JJ’in JJ olduğu zamanlara okurunu taşır. JJ’in nasıl bir katil olduğunu, yaşadığı psikolojik süreci anlatmaya başlar. JJ, Hakkında Konuşulası Kevin gibi doğuştan kötü bir insan değildir. Cinayetini onun gibi planlayarak hazırlamamıştır. Aksine yaşadığı süreç onu hazırlamış, bir an gözü dönmüştür.
İngiliz medyası 10 yaşında bir çocuğun yaşıtı bir çocuğu öldürmesini anlayamaz. Anlasa bile fazla umursamaz. Ve her ülkede olduğu gibi çığlıklar atarak olayın üzerine gider.
Anne Cassidy, kitabını polisiye bir kurgudan uzak tutuyor. Katili baştan okuruna veriyor. Hatta katil cezasını bile çektiriyor. O zaman geriye ne kalıyor? Küçük bir çocuğun cinayet işlemeye giden süreçte cinayeti işleyecek ruhsal donanımı edinmesi kalıyor. Cassidy, bunu ustalıkla yapıyor. Zaman zaman biraz uzasa da okuyucu da o sopayla arkadaşını öldürecek dolduruşa geliyor.
JJ Kim? bir gençlik romanı olmasına rağmen dozunda bir cinsellikle “sil baştan” bir yaşamın da var olup olamayacağını tartışıyor. Ve hep bir yanda duruyor: JJ’in yanında.
Armağan Tunaboylu
22 Mart 2012
bugunbugece.com