Ethem’in canı müebbettir
İnsan ister istemez düşünüyor, bir canın borcu kaç yılda ödenebilir diye. Fikri, zikri, niyeti, ülküsü ne olursa olsun; bu ülkede bir insan, bir insanın yoksulluklarla büyüttüğü ömrü, mevcut iktidarın görev süresine bile değmiyor, değdirilmiyor.
(Fotoğraf: Fahir Arıkan)
“Eylül, bu ülkenin iyi insanları için kasvetli bir mevsimin; yani hazanın başlangıcıdır. Hava yavaş yavaş serinler Eylül’de; yapraklar birer ikişer koparak dallarından, toprağa karışırlar. Ruhlar kararır, gönüller bunalır. Tüm bu acıları yaşayanlar ve yüreğinde hissedenler için Eylül, öylesine derinden bir hüzün üretir ki içten içe yanan kor ateşler gibi çok fena yakar.”
Yukarıdaki alıntı Ertuğrul Mavioğlu’nun “Eylül” başlıklı, bu ay OT Dergi’de yayımlanan yazısından. Mavioğlu bu yazıyı kaleme alırken Ethem Sarısülük’ün duruşması henüz sonuçlanmamış, katil zanlısı 7 yıl 9 ay 10 günle mükâfatlandırılmamıştı. Bundan dolayı, ekseriyetle 6-7 ve 12 Eylül olaylarının anlatıldığı yazıda, Ethem’in adı geçmiyor. Fakat bu Eylül günü mahkeme sonuçlanmışken, metnin alıntıladığım bölümü bizler için ayrı bir anlam ifade ediyor.
Hatırlayalım, Ethem Sarısülük, 1 Haziran 2013’te Ankara’daki Gezi Parkı eylemleri sırasında görevli polisin silahından çıkan kurşunla kafasından vurulmuş, 14 Haziran 2013 günü vefat etmişti. İlk altı duruşması, türlü gariplik ve sahtekârlıklarla geçilen duruşmanın nihayetinde, 3 Eylül 2014 günü, katil zanlısı “olası kastle adam öldürme” suçundan 21 yıl hapse mahkûm edildi. Cezası “kamu görevine ait araç ve gereçleri kullanmak” suçundan 28 yıla çıkartıldı; fakat sonrasında “haksız tahrik” gerekçesiyle üçte ikilik indirime gidilip, 7 yıl 9 ay 10 güne düşürüldü.
İnsan ister istemez düşünüyor, bir canın borcu kaç yılda ödenebilir diye. Fikri, zikri, niyeti, ülküsü ne olursa olsun; bu ülkede bir insan, bir insanın yoksulluklarla büyüttüğü ömrü, mevcut iktidarın görev süresine bile değmiyor, değdirilmiyor.
Hep yekûn yapıyorlar bunu, aslında her şeyi hep yekûn yapıyorlar. Silahı kabzasından tutup, çekiyorlar tetiği. Yüzlerce, binlerce el beceriyor bunu. Sonra çıkıp kendilerini savunuyor, “Aslında böyle olsun istemezdik,” diyorlar. Özür diliyor, Fatiha’lar okuyorlar.
Ethem’in canına 7 yıl 9 ay biçenler için Eylül yok, hiç yaşanmamış. 6-7 Eylül’de evleri, dükkânları yağmalanmamış; hatta ellerinde sopalarla Beyoğlu sokaklarında dolaşanlar onlarmış. 12 Eylül’ün Allah’sız gecelerinde onların canı yanmamış. Ağbileri korumuş onları, güçleri korumuş, özürleri, Fatiha’ları korumuş…
Peki ya “onlar” kim?
Ertuğrul Mavioğlu “bu ülkenin iyi insanları” diyor ya, onlar da “bu ülkenin kötü insanları” işte.
***
Üzerine yeminler ettikleri adaletlerinde, bir güzel adamın katline reva görülen 7 yıl 9 ay olabilir.
Haddizatında, Ethem’in canı müebbettir.