Kaldır Kafanı!
İstanbul Film Festivali, anlamlı sloganıyla başladı: Kaldır Kafanı! Karşındaki bilgisayar ekranından, hele hele elindeki telefon ekranından kop, beyazperdeye bak. Şarjın bitmeden, kendi isteğinle… Sinema salonunda film seyredilir, beyazperdeyi izle! Hiç değilse, film izlemeye çalışanları rahatsız etmezsin. Bu son kısım da, telefon mağduru bir seyirci olarak benim katkım oluyor ama, inanın ki sloganın ruhunda da var. Evet, kaldırın kafanızı ve esas ışığı görün, çünkü 36. İstanbul Film Festivali başladı.
Programıyla, yenilikleriyle, konuklarıyla dikkati çeken bir yıl oluyor, olacak. Az önce, Volker Schlöndorff’un da bu yılın konukları arasında olduğunu gördüm. Fassbinder ve Wenders ile birlikte Yeni Alman Sineması’nın en önemli isimleri arasında yer alan ustayı konuk etmek sevinç verici. Ama doğruya doğru, bu yılın konuğu, tiyatro sahnesinin, sinema perdesinin ve protesto meydanlarının parlayan yıldızı Sir Ian McKellen’dı. Çeviri konusunda, sonradan, kasıtlı olmadığı anlaşılan bir hata haricinde pürüzsüz geçen açılış töreninde ödülünü alırken, en arkada oturduğum halde Sir McKellen’ın cazibe dalgacıkları bana da ulaştı.
Zorlu Drama Sahnesi’nde Serdar Biliş ile söyleşisi ise harikuladeydi. Anlattı, yaşadı, oynadı. Bize dışarıdan bakarken birden ruhumuza girdi. Asu Maro, “Hayatta izlediğim en büyülü şeydi,” demiş. Öyleydi gerçekten. Bir buçuk saat boyunca sürükledi götürdü. Dün Boğaziçi Üniversitesi’ndeydi, Atlas Sineması’nda “Richard III”ü takdim etti. Bugün de (8 Nisan) aynı şeyi Kadıköy Rexx’te yapacak. Belki yakalarsınız. Çok zengin bir misafirlikti. İKSV ve British Council’a gönülden teşekkür ediyoruz. Hepsi bir yana, Gandalf ile Magneto’yu yakından görmenin zevkine doyum olmuyor.
36. İstanbul Film Festivali, bu yıl çeşitli başlıklar altında eski ustaları (Yıllara Meydan Okuyanlar), yeni sinemacıları (Genç Ustalar), Bienal’e akraba filmleri (İyi Bir Komşu), vaktiyle kaçırdığımız ya da özlediğimiz kült filmleri (Gömülü Hazineler) bir araya getiriyor. Cinémania “sinema aşkı”ndan, “sinefil olmak”tan, “sinema tutkusu”ndan yola çıkıyor. Ki, festival takipçisi dediğimiz de böyle bir şeydir zaten. “Nerdesin Aşkım?” bölümü de geri dönmüş bu yıl; “aşkı bulmanın, aramanın bin bir yolu”nu anlatıyor. “Keşifçi sinefil”lere “Mayınlı Bölge” hitap edecek. Uluslararası İnsan Hakları Yarışması”nda ise dünya ahvalini anlatan filmler var. “Türk Klasikleri Yeniden” bölümünde Ömer Kavur’un, Yusuf Atılgan’dan uyarladığı Anayurt Oteli’ni restore edilmiş yeni kopyasından izleyeceğiz. Başrolünde, Onur Ödülü sahibi Macit Koper akıldan çıkmaz bir performans sunuyor. “Yeni Türkiye Sineması” bölümü gene etkileyici ve kapsamlı. Unutmadan söyleyelim, Uluslararası Jüri’nin başkanı Reha Erdem.
Devam eden bölümlerden “Musikişinas”ın sadık müdavimlerindenim. Bu yıl da, aman gözünüzden kaçmasın, programı şöyle: Django-Sürgün Melodiler (öncü caz gitaristi Django Reinhardt), Bir Yıldız Dönüyor (unutulmuş Eurovision yarışmacısı Lillianne’da muhteşem İsabelle Huppert) Haykır Saraybosna (Iron Maiden’ın solisti Bruce Davison’ın 1994 Aralık ayındaki Saraybosna konseri), Jim Jarmusch’un Gimme Danger’ı (Iggy Pop liderliğindeki The Stooges), seçkin belgeselci Barbara Kopple’ın yönettiği Miss Sharon Jones! (2016’da 60 yaşındayken dünyaya veda eden funk&soul divası), Kurtuluş Günü (Kuzey Kore’de konser veren ilk Batılı rockçılar olarak Slovenyalı kült rock grubu Laibach) ve sinemada dans deyince adı hemen akla gelen efsanevi İspanyol yönetmen Carlos Saura’dan Jota – Flamenkonun Ötesinde).
Saygın konuğumuz Volker Schlöndorff, “Yıllara Meydan Okuyanlar” bölümünde yer alan Unutulmayan Aşk / Return to Montauk ile 2017 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışmıştı. Bu akşam (8 Nisan) 21.30’da Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 3’teki gösterimde izleyicilerle buluşacak. İlk filmi Kaygı’nın ilk gösterimini Berlin Film Festivali Panorama bölümünde yapan, ABD’den ödülle dönen SİYAD üyesi, “En Heyecanlı Yeri”nin yaratıcısı Ceylan Özgün Özçelik 19:00’da Atlas Sineması’nda. Richard III’ün başrol oyuncusu ve senaristi şeref konuğumuz Sir Ian McKellen ise ile 16:00’da Rexx Sineması Salon 1’de olacak.
Eh, bizden de bu kadar, zaten telefon rehberine dönüşmenin eşiğindeyiz. Kataloğu iyice bir çalışarak önümüzdeki haftaya hazırlanın derim. Herkese iyi seyirler!