Mavi Kirazlar, Yol Filmi’yle maceraya devam ediyor
Damdaki Melek’i anlatırken 4 rakamına dikkat edin demiştik. İşte şimdiden 2’ye geldik bile! Mavi Kirazlar maceralarına Yol Filmi’yle devam ediyor ama nasıl?
Bazı dostluklar aşk gibi ansızın kendiliğinden başlayıverir. Belki bir tesadüfle yıllar boyunca kopmayacak bir ilişkinin temelleri atılır. Tesadüflerin yalnızca güzel olaylar olması gerekmez ya… Bazen, ortak acılar ya da sıkıntılar da bağlar o görünmez ipi. Belki de bir sır!
İşte Mavi Kirazlar’ı: Violette, Satya, Amos ve Zik’i sarıp sarmalayan da buydu. Dört ciltlik serinin ilk kitabı Damdaki Melek’te bunu öğrendik. Onları içten içe kemiren, hatırlamak bile istemedikleri kendilerinden bile saklamaya çalıştıkları bir sırları olduğunu…
Baffert, Payet, Rippert, Roumiguière’in ayrı ayrı karakterlere can verdikleri Mavi Kirazlar, Yol Filmi’yle biraz daha açılıyor ve yine tesadüfler sayesinde gerçeklerle yüzleşmeye başlıyor. Ama bunun yanı sıra çözmeleri gereken bir sorun daha var: Amos’un gidişi! Onlar ki arkadaşlıkları uğruna antlaşmalar imzalamış, bu yolda birlikte yürüyeceklerine söz vermişler, Amos’u yalnız bırakırlar mı? Kuşkusuz her birinin Amos için ayrı ayrı planları var. Ama bu onu Paris’in tanıdık sokaklarından, Kanada’nın soğuk bilinmezliğine gitmesini engelleyecek mi? Cevabı vermesek daha iyi ama en azından Violette’in onu çıkardığı kısa yolculuk ve Zik’le geçireceği bir gecelik alışveriş merkezi macerasının biraz olsun iyi geleceği kesin.
Violette… Kirazlar’dan gizli bir film çekimine girer, hem bunu onlardan saklamanın ağırlığı hem de paylaşamamanın neşesizliğini yaşarken bir de üstüne “yanlış” birine aşık oluverir. Ya da belki olmaz. Zira Violette bu, o bile aşkı kabul edip etmediğinden emin değil ne de olsa.
Zik… Büyükannesinin sıra dışı istekleriyle oradan oraya koştururken, Amos’la planladığı gecenin etkisinde Kirazlar’ın bol sırlı dünyasını sorgular… Üstelik, onun hem hepsinden gizli bir sevgilisi hem de yavaş yavaş kabullenmeye başladığı bir platoniği vardır.
Satya… Tıpkı Damdaki Melek’te olduğu gibi, yine kendisini “tuhaf” bir aşk macerasının içine sokmayı başarır. Bir ilişkinin içindeki kıskandırma unsuru mudur yoksa gerçekten birilerinin sevgilisi mi olmuştur?
Uzun lafın kısası, onları yine en iyi birbirleri anlatabilir. İşte Yol Filmi’nin baş kahramanı Amos’un gözünden Kirazlar’ın geri kalanı: “Herkesin kendi coğrafyası vardı. Satya, Paris’i kitapçılarından tanırdı. Violette’se en iyi fırınlar arasında mekik dokurdu. Zik, kenti damlarıyla kendine mal etmişti. Onun geçmiş yaşamında bir sokak kedisi ya da baca temizleyicisi olduğunu düşünürüm.”
Hepsi birbiri için canını verecek dostlar olabilirler. Ama bu ortak sırlarının yanına bir de birbirlerinden sakladıkları kendilerine ait olanları ekleyip arkadaşlıklarını zor sokmalarına engel olmaz (her zaman öyle değil midir). Yol Filmi’nde büyük sır biraz aralanıyor ve hatta ara sıra Kirazlar’ın görüş alanına bile giriyor. Biz yalnızca adını verelim: Olivia!