Dağın haberi olsun #11
Walter Dean Myers: “Okumak bir seçenek değil, ihtiyaçtır”
Amerika’da geçen hafta, Gençlik Edebiyatı Elçisi olarak seçilen ve ON8’den de bu ay Canavar isimli kitabını sizinle buluşturduğumuz Walter Dean Myers, 50’den fazla kitaptan oluşan külliyatıyla Amerika’nın ve dünyanın önde gelen çocuk ve gençlik edebiyatı yazarlarından birisidir. Gençlerin dünyasını, genellikle karanlık ve gerçekçi atmosferli kitaplarla dile getirmeye çalışan Myers, elçi seçildikten sonra verdiği röportajda, kitap okumanın bir seçenek olmadığını, aksine bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. “‘Kitap okumak bir seçenek değildir!’, benim mottomdur,” diyor Myers. “Gençken, okumayan ailelerin zengileştiğine tanık olabiliyordum çünkü basit işleri yerine getirecek işçiler için yeteri kadar fırsat vardı, ama artık öyle değil. Okumayan çocuklar, daha kötü bir hayat yaşıyorlar. Bunu değiştirmek için kendimde büyük bir sorumluluk duygusu hissediyorum.” Gençlik Edebiyatı Elçisi unvanı, 2008’den bu yana Amerika’nın Library of Congress bünyesindeki Center of the Book ve Children’s Book Council bünyesindeki Every Child a Reader organizasyonu tarafından veriliyor. Bu unvana daha önce Jon Scieszka ve Katherine Paterson layık görülmüştü.
Kaynak: http://read.gov/cfb/ambassador/
***
Bu kitabevinde, sadece kitapçının önerdiklerini alabilirsiniz!
Japonya’da 17 yıldır kitapçılık yapan Katsuyoshi Shimizu, bildiğimiz kitapçılardan biraz farklı bir anlayışla çalışıyor. Dokusho no susume (Okuma önerileri) isimli kitabevinde çok satan kitaplar ve yeni çıkan kitaplar bulunmuyor. Shimizu, dükkânına gelen herkesle sohbet ederek onların duygudurumlarına ve anlık ihtiyaçlarına göre kitap öneriyor. Oraya gittiğinizde, istediğiniz kitabı değil, Shimizu’nun size uygun olduğunu düşündüğü kitabı alıyorsunuz. Bir anlamda, birkaç dakikalık arkadaş ilişkisi gibi. Dokusho no susume’yı 1995 yılında kuran Shimizu, bu girişiminin sebebini şöyle açıklıyor: “Çok iyi satan kitapların, küçük kitapçılarda bulunmamasına sinirlenmiştim. Bu yüzden, kendi önerilerimden oluşan kitapları toplamaya karar verdim.” Okurların bu tavrı ilk başta yadırgadıklarını, ancak daha sonra alıştıklarını söyleyen Shimizu, Japonya’nın sorunlarıyla ilgili her türlü kitabı okuduğunu ve önerebileceğini düşündüğü kitapları da dükkânına aldığını söylüyor. Kitaplarla dolu dükkânın her yerinde, büyük kartonlara yazılmış deyişler de okurları karşılıyor: “Şans, baktığınız yerde değildir” ya da “Hüzünlüyseniz, basit düşünmeye çalışın.” Gençken, kendini kötü hissettiği birçok durumdan kitaplar sayesinde çıktığını söyleyen kitabevi sahibi, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Olmak istediğiniz kişiyi düşünün. Ne olmak ve ne yapmak istediğinizi anlayabilirseniz, kendiniz kitap okumak isterken bulacağınıza eminim.”
Kaynak: http://mdn.mainichi.jp/arts/news/20120104p2a00m0et017000c.html
***
Kitap yazmak isteyen, ancak konu bulamayanlar: Buraya!
1894 yılında, Georges Polti isimli Fransız bir eleştirmen, o âna kadar yazılmış kitapların konularını inceleyerek, aslında hepi topu 36 konu olduğu sonucuna vardı. Thirty Six Dramatic Situations (Otuz Altı Dramatik Durum) isimli bu kitap, 1928 yılında William Wallace Cook tarafından adeta yerle bir erişti. Yazılabilecek ya da filme alınabilecek her türlü dramatik durumu gözden geçiren Cook, toplam 1.462 dramatik konuya erişti. Alfred Hitchcock’un bile zamanında sipariş ettiği Plotto: The Master of All Plots (Plotto: Tüm Konuların Efendisi) isimli kitabın yazarı Cook da kendi çapında bir konu makinesi. Kariyerinin bir ânında yılda elli dört roman yazan Cook’un bu kitabı, “edebiyatı, bilime indiren icat” olarak görüldü. Bu ilginç kitaptan birkaç konuyu buraya yazalım ki ihtiyacı olanlara ışık tutsun!
- Alçakgönüllü bir mizaca sahip A, aristokrat B’ye âşık olur ancak yüksek kademeden biriymiş gibi davranır.
- B’nin çiftliği, ona babasından miras kalmıştır ve bahçıvan olarak aldığı her adamla eninde sonunda sevişip onları işten kovar. B daha sonra A’yı işe alır. A ondan, onunla sevişmeme ve onu çiftlikte tutma sözünü ister, ama B adama âşık olur. Sonradan da anlaşılır ki A’nın işe girme sebebi zaten B’yi kendine âşık etmekmiş.
- Erkek elbiseleri giyen kadın kahraman, âşık olduğu adama gerçek cinsiyetini açıklar.
- Dolandırıcı bir A hırsızlık yapar ve kadın kıyafetleri giyerek kaçar. A’nın, kadın kılığına giydiğini herkes bilmektedir. Dedektif, onu yakalamak için bu ipucundan faydalanmaya karar verir.
Kaynak: http://www.brainpickings.org/index.php/2012/01/06/plotto/