Melez Prens
Alan Sidney Patrick Rickman (21 Şubat, 1946 – 14 Ocak, 2016)
Milyonlarca hayranının yeni bir kitap çıkmadan önce gece vakti kapılarda kuyruk olduğu, yeni gelişmeleri heyecanla beklediği “Harry Potter” serisi, beyazperde uyarlamalarında rol alan en değerli aktörlerden birini yitirdi. Alan Sidtney Patrick Rickman (Slyther iksir hocası Severus Snape), David Bowie gibi 69 yaşında ve onun gibi kanserden öldü. Harry Potter’ın maceralarının son bölümlerindeki en heyecan verici şey, iksir hocası Severus Snape’in hangi yandan olduğunu saptamaktı. Bizden mi, karanlık taraftan mı? İlk gördüğünden beri nefretle süzdüğü, laf dokundurduğu Harry’yi koruyor muydu, yoksa her tehlikeyi göze alarak, onu ortadan kaldırmak isteyen Lord Voldemort’a mı hizmet ediyordu? Ben, J.K. Rowling’in ustaca yazışındaki işaretlerden yola çıkarak, onun Dumbledore’a ihanet etmeyeceğini düşünüyordum. Dumbledore da, kısmen bizim bilmediğimiz nedenlerle, aynı güven içindeymiş meğer.
Rowling bir söyleşide kitaplardaki merkezi karakterlerin Dumbledore ve Snape olduğunu söylüyor. Yazara göre, Snape’in karakteri bir ‘antikahraman’. Bu karakter için kendi çocukluğundaki sevilmeyen bir öğretmenden esinlenmiş. Ancak, iyi bir öğretmen olduğunu da yer yer söyler. Rivayete göre Snape, Rowling’e kimya öğreten, annesinin de asistanı olduğu John Nettleship üzerine kuruluymuş. Soyadını da Suffolk’taki bir köyden almış. Rowling, Prisoner of Azkaban / Azkaban Tutsağı yayımlandıktan sonra Harry’nin bir kız hayranının Snape’in Lily Potter’a duyduğu aşkı tahmin ettiğini söylemişti. Doğrusu çok şaşırmış. Oysa yedinci kitaba kadar küçük küçük tüyolar vermeye de çalışmış.
Sekiz filmde Severus Snape’e can veren aktör Alan Rickman’a gelince, kendisi Britanya sahnesi, perdesi ve ekranının en değerli oyuncularından biri ve dünyadaki en güzel seslerden birinin sahibiydi. Genç hayranları onun Snape rolüyle star olduğunu sansa da ondan önceki müthiş performansları ve karakterleriyle de anılacak. Hem de sinemada oynamaya 41 yaşında başladığı halde. Rickman’ın meslek hayatı Britanya Shakespeare Kumpanyası’ndan Snape’e kadar uzanır. Önce tiyatroda oynadı, hayal kırıklığına uğrayınca televizyona geçti, gene tiyatroya döndü. Neyse ki arada hayli filmde rol almıştı da, biz de izleme fırsatı bulduk. Ama aklımızın kaldığı performansları da var. Örneğin, 2010 tarihli ve kırmızı şarap ile yitirilmiş aşk hakkında bir şiirin BBC bilinç-akımı uyarlaması olan The Song of Lunch. Televizyonda kalmış başka çok başarılı performansları da unutmayalım.
Seyirciler onu Die Hard (gene kötü adam), (Robin Hood: Prince of Thieves / Hırsızlar Kralı, Galaxy Quest / Galaksi Savaşçıları ve Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street / Fleet Sokağı’nın Şeytan Berberi ile hatırlıyor. Ayrıca, daha farklı filmlerle de: Truly, Madly, Deeply, Love Actually / Aşk Her Yerde, An Awfully Big Adventure / Michael Collins, Ang Lee’nin yönettiği Jane Austen filmi Sense and Sensibility / Aşk ve Yaşam ona Emmy, Altın Küre ve SAG ödülleri getiren Rasputin (kötüler kötüsü).
Rickman’ın Hogwarts serüveninin diğerlerinden farklı bir yanı var. Kitap serisi sona ermeden “Potter” yazarı J.K. (Joanne Kathleen – Jo) Rowling, Rickman’ı bir kenara çekti ve ona serinin en büyük sırrını emanet etti: Snape’in sırrını… Böylece aktör Snape’i sadece siyah pelerinli kötü bir adam diye değil de, bunun daha ötesinde, daha karmaşık ve trajik biri olarak canlandırdı. “Hayli eğlenceliydi,” derdi. Bazen bir yönetmen ona bir sahnede nasıl hareket etmesi gerektiğini söylermiş. Alan da, “Hayır, bunu yapamam. Neler olacağını biliyorum, oysa sen bilmiyorsun,” diye cevap verirmiş.
2011’de, Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 / Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2’yi bitirdikten sonra, Empire dergisi için duygulu bir veda mektubu yazmıştı.
“Severus Snape olarak kesinlikle son defa bir mikrofona konuştuğum dublaj stüdyosundan geldim,” diyordu. “Perdede Daniel, Emma ve Rupert’in on yıl öncesindeki çekimleri vardı. 12 yaşındaydılar. New York’tan da yeni geldim, oradayken Daniel’in Broadway’de (harika şekilde) şarkı söyleyip dans etmesini izledim. Birkaç dakikada bir ömür geçti sanki.”
Aktörlük dışında iki de yönetmenliği olan, hatta bunlardan The Winter Guest’te, Potter dizisinden rol arkadaşı Emma Thompson ile onun aktris annesi Phyllida Law’u yöneten Alan Arkin, bu üç çocuğun böyle büyümesinin kendisine, Snape’in değişmeyen bir kostümden fazlası olduğunu anlattığını söylüyor. “Hikâye anlatılması kadim bir ihtiyaçtır,” demiş. “Ama hikâye iyi bir anlatıcı gerektirir. Hepsi için teşekkürler, Jo.”
Biz de hepsi için teşekkür ediyoruz Mr. Rickman. Snape daima hayatımızın bir parçası olacak. Kitabı okurken de, daha farklı bir fiziğiniz olduğu halde, gözümüzün önüne hep siz geleceksiniz. Harry’nin küçük oğlu, okula ilk gidişinde ya Slytherin’i çekersem diye endişe edince babası ona ne demişti? İki Hogwarts müdürünün, Albus ve Severus’un adlarını taşıdığını ve bunlardan ikincisinin hayatta gördüğü en cesur adamlardan biri olduğunu…