Kumkuşu
Evet, evet… İnsan bilebileceği kadar bilmeli… Gidebileceği kadar gitmeli… Leyla Erbil Sıcaklar kızıştı. Vakit, gölge yoksunu bir yaz öğlesini gösteriyor….
Evet, evet… İnsan bilebileceği kadar bilmeli… Gidebileceği kadar gitmeli… Leyla Erbil Sıcaklar kızıştı. Vakit, gölge yoksunu bir yaz öğlesini gösteriyor….
“Olmak yahut olmamak!” diyor gamlı prens, seçeneklerini tartarak. “İşte mesele burada!..” Bu kadarı gayet tanıdık, değil mi? Devam edelim: “Menhûs…
Hep söylerim, çok okuyan bir çocuktum. Belki de heves ettiğim maceraları yaşayamayacak kadar küçük olduğum için büyük kâşiflerin maceralarını su…
Ne demişti sevdiği gencin düşman aileden, yani bir Montague olmasına kederlenen Juliet, geceleyin o balkonda? “Ad dediğin nedir ki? Gülün…
Odada ondan başka kimse yok. Hafta sonu çıkmamış, ders çalışıyor. Geldiğimi görünce elindeki kalemi attı, arkasına yaslandı. “Gel otur,” dedi….
Aslında bugün size, şimdiye kadar Müzik Festivali’nde neler izlediğimi anlatacaktım. Ama çarşamba akşamki konserden sonra anladım ki, en iyisi İdil…
“…Zaten edebiyat da, çığlık çığlığa dolaşıp duran kendimizi ‘Gel bakalım hemşerim, nereye gidiyorsun yahu, kendine dön be!’ sarsıntısıyla bulabilmenin bir…
“Kelimelere inanmam ben,” diyordu yazar. “En becerikli insan tarafından bir araya getirilmiş olsalar dahi. Ben dile inanırım – ki dil…
Sir Arthur Conan Doyle’un doğum gününü kaçırdık ama, olsun. Onu ve yarattığı emsalsiz karakteri unutmadık elbet. Sherlock Holmes, dönemlerin geçişinden…
Alberto Manguel, unutulmaz kitabı Okumanın Tarihi’nde, hem de tam o harikulade kitap hırsızlığı bölümünün girişinde bir taşınma sahnesi anlatır. Taşınırken…